5 Temmuz 2013 Cuma

ÜÇ MAYMUNU OYNAYAN NTV’YE İNAT BURADAYIZ, GÖRÜYORUZ, DUYUYORUZ VE SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ


                Nefes aldığımız kamusal alanlarımıza el konmasına, kentlerimiz üzerinde tahakküm kurulmasına, tepeden inmeci karar alma mekanizmalarına karşı 28 Mayıs’ta Gezi Direnişimiz başladı. Bu direniş, ülkemizin büyük bir karartma altında olduğunu iyiden iyiye görünür hale getirdi. İktidara göbekten bağlı medya patronları yazılı ve görsel basına aralıksız baskı uyguladı. Polis şiddeti ve yaşanan hukuksuzluklar görünmez kılındı. Hepimizin haber alma özgürlüğü kısıtlandı. Türkiye’nin hemen her yerinde polis eylemcilere aralıksız şiddet uygularken, işlenen hak ihlalleri kamuoyundan gizlendi. Medya, polisin uyguladığı orantısız şiddeti ifşa etmek yerine, AKP hükümetinin sözcüsü haline getirildi. Hakikatler yerine, herkese penguen belgeselleri izletildi.

Yıllarını bu sektöre vermiş, dişiyle tırnağıyla kazıyarak tüm zorluklara, örgütlenmeleri önündeki engellere göğüs germiş medya emekçileri üzerinde, bir cadı avı başladı. 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerini aratmayacak şekilde medya emekçileri “hizaya getirilmeye” çalışıldı, çalışılıyor. Direnen medya emekçileri ya işlerinden oluyor ya da büyük bir baskı altında zor çalışma koşullarına maruz kalıyorlar.
Aralıksız süren bu cadı avının en son kurbanı NTV Tarih dergisi oldu. 2009 Şubat ayında yayın hayatına başlayan NTV Tarih Dergisi, son sayısında Gezi Direnişi’ni “Yaşarken Tarih Yazanlar” adıyla okuyucularıyla buluşturmak istedi. Ancak, dergi matbaada basım aşamasına geçmek üzereyken, derginin bağlı bulunduğu Doğuş Yayın Grubu önce sayının yayımlanmasını engelledi ve ertesi gün derginin yayın hayatına son verdi. Kısa zamanda dergicilik alanında saygın bir yer edinen ve Doğuş Yayın Grubu dergileri arasında yüksek bir tiraja ulaşan NTV Tarih Dergisi’nin kapatılması bizlere bir kez daha şunları göstermektedir:
                1) İktidarın medya üzerindeki baskısı artık dayanılmaz bir raddeye ulaştı. Günlük haberler üzerindeki sansür uygulamaları hayatın her alanına sirayet etmeye başlamıştır.
                2) Medya patronlarının medya alanı dışındaki iş girişimleri, basın ve ifade özgürlüğünün ve halkın haber alma hakkının ihlal edilmesine neden olmakta ve bu ihlaller gün geçtikçe ağırlaşmaktadır.
                3) Medya kuruluşlarında çalışanların her türlü editoryal özgürlüğü ve iş güvencesi ciddi bir tehdit altındadır. Öyle ki medya çalışanları işten atılma kaygısıyla emek verdikleri çalışmalarında otosansür uygulamak zorunda kalmaktadır.
                Bütün bunların sonucunda iktidar, medya patronları ve güvencesiz çalışma koşulları üçgeni içinde gasp edilen, hepimizin ifade özgürlüğü ve haber alma hakkıdır. NTV’nin bağlı olduğu yayın kuruluşu Doğuş Yayın Grubu son bir ayda medya alanında karşılaştığımız hak ihlalleri bakımından yüz karası bir örnek olmuştur. Gezi Direnişi’nde başından itibaren sansür uygulayıp bütün habercilik ilkelerini ve etiğini ayaklar altına alan Doğuş Yayın Grubu, NTV Tarih Dergisi’ni kapatma kararıyla bir başka utanç verici olaya daha imza atmıştır.
                Biliyoruz ki diğer medya kuruluşlarındaki emekçi arkadaşlarımız gibi Doğuş Power Center’daki medya emekçileri de büyük bir baskı altında işlerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Doğuş Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erman Yerdelen’in emriyle NTV’de bir cadı avı başlamış daha önce NTV önündeki eylemlere katılan medya emekçileri fişlenmiştir.
Medya patronlarına diyoruz ki, istediğiniz kadar gerçeği gizlemeye, karartmaya çalışın, bizler buradayız, görüyoruz, duyuyoruz ve sesimizi yükseltiyoruz: Gezi Parkı’nı, kentlerin meydanlarını, sokaklarını özgürleştiren yüzbinler olarak medya emekçilerinin yanındayız. İfade özgürlüğüne ve haber alma hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
                Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
                Büyükdere Çelik Gülersoy Parkı Forumu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder